27 Aralık 2011 Salı
Rus Kültür Sokağı – Цирк - Sirk
Hem Sovyet Rusya’sında ve günümüz Rusya’sında sirklerin toplumdaki yeri büyük. Özellikle 18 ve 19. yüzyıllarda sirk gösterileri, insanların gittikleri en popüler sahne eğlencesiydi. Sirk gösterilerinin bu kadar rağbet görmesinin bir nedeni gösterilerin klasik müzik konserleri ve balelerden daha ucuz olmasıydı. Sirk trupları ülkenin bir ucundan öbür ucuna uzun yol kat ettikleri turnelere çıkarlardı. Günümüzde yenilenmiş olan Moskova Devlet Sirki’nin artık Moskova’da kalıcı bir çadırı var. Rus sirkleri palyaçoları, akrobatların nefes kesen numaraları, trapez sanatçıları ve gösteri hayvanları ile meşhurdur. Gösteri yapan hayvanlar arasında alevli çemberlerden atlayan kaplanlar ve bisiklete binen ayılara rastlamak mümkün. Hâliyle bu durum hayvan hakları savunucuları ile sirkçileri karşı karşıya getiriyor. ‘Eski Sirk’ olarak bilinen sirk 1880’de binici ve jimnastikçi Albert Salamonski ve özel trubu tarafından kuruldu. Salamonski’nin Sirki 1919’da Moskova Devlet Sirki’ne dönüştü. ‘Yeni Sirk’ ise 1973’te kuruldu ve bugün iki sirk de faaliyetlerini sürdürüyor. Rus sirk gösterileri batıdakilere nazaran daha öykü tarzındadır ve danslara daha fazla ağırlık verilir.
1929’da Moskova Sirk Okulu’nun kurulmasıyla, SSCB, dünyada devlet destekli sirk okulu açan ilk ülke oldu. 1980’lerin sonunda sirk, popülerliğinin doruk noktasındayken Moskova Sirk Okulu’ndaki öğrenciler haftada 20 saat değişik disiplinlerde antrenmanlarını sürdürüyorlardı. Haftalarca süren bu yoğun çalışma sonunda erkeklerin orduya yazılmaları zorunluydu; kadınların ise orduya yazılma zorunluluğu yoktu ama orduya yazılmalarında bir sakınca görülmüyordu. Sadece yetmiş kişiyi kabul eden okula binden fazla başvuru geliyordu. Çok sayıdaki başvuruya şaşırmamak gerek zira sirk sanatçısı olmak, devlet memuru olmak kadar iyi bir pozisyondu. Sirk sanatçıları haftada dokuz gösteri sunarak yılda 70 milyon vatandaşa ulaşırdı ve kendilerine emeklilik maaşı, kadınlara doğum ve annelik izni, ve seyahat gibi cazip imkanlar tanınıyordu. Ünlü sirk sanatçılarından Oleg Popov, SSCB Devlet Sanatçısı unvanını almıştır. Bu sirk kültürü Sovyet sinemasına da yansımıştır.
Amerikalı genç bir kadın dansçının Moskova’daki yeni hayatı: “Sirk”
1936 yapımı bu melodram-müzikal filminde Marion Dixon adındaki Amerikalı kızın siyah bir adam tarafından hamile bırakılması sonucu Marion Sovyet Rusyası’nda sirkte çalışmaya başlar.
Bu esnada akrobat ve asker olan Rus İvan Martınov’a aşık olur. Marion’un Rusları sevmeyen Alman sirk patronu Franz von Kneischiz, kıskançlığından dolayı herkese Marion’un hamile kaldığı adamın siyah olduğunu sirk izleyicilerine duyurur. Fakat cana yakın Sovyet insanları Marion’ı olduğu gibi kabul ederler ve hem onu hem de melez oğlunu bağırlarına basarlar. Öyle ki filmin sonunda seyirciler Marion’un oğluna farklı dillerde ninniler söylerler. Marion ile İvan ise evlenmiştir ve Marion’un İvan’da ve Sovyet Rusya’sında bulduğu sıcaklık, sevgi ve mutlulukla dünyalar onun olur.
Marion’u oynayan Lyubov Orlova, Sovyet sinemasının en tanınmış film yıldızlarındandır. Bu filmi izleme şansına erişirseniz, dansları, sesi ve oyunculuğu sizi mest edecek. Filmin sonunda Kızıl Meydan’da söylediği Широка страна моя родная adlı şarkı Rusya’da hâlen bir klasiktir. Lyubov Orlova’nın eşi Grigori Aleksandrov ise Sovyetler Birliği’nin, Stalin’in ve sosyalizmin propagandasının yapıldığı bu filmin yönetmenidir. Grigori Aleksandrov’un yönettiği diğer filmler Neşeli Ahbaplar (1934), Volga-Volga (1938), Elbe’de Buluşma (1949) ve Besteci Glinka’dır (1952). İvan rolünü Devlet Sanatçısı Sergey Stolyarov, melez çocuk rolünü annesi Rus babası Amerikalı olan James Lloydovich Patterson üstlenmiştir.
Türk ve Rus sirklerinin sirk alanında da el ele vermesi dileğiyle…
Photo credit 1) traveljournals.net
Photo credit 2) examiner.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder