Güncel Rusça Dersler - Rusyam.com

2 Ocak 2012 Pazartesi

Только не откладывайте вашу поездку в Россию! - Rusya yolculuğunuzu ertelemeyin bi’!



Haftasonları gazetelerin seyahat eklerini okumayı çok severdim, “bunları okuyup da bir yerlere gidenler var mıdır?” diye düşünürdüm küçükken. Turistlerin cennet vatanımızı bizden çok gezdiği sözünü işitmişsinizdir, evinin yakın mesafesindeki camiye, müzeye veya sarayına gitmemiş o kadar çok kişi var ki, bir doğruluk payı olabilir. Kaçınızın bu yılki dileği Rusya veya Rusçanın konuşulduğu bir ülkeye seyahat etmekti?

Bugünkü yazım daha çok gençlere ve kendisini genç hissedenlere yönelik. Biliyorum gencin tanımını yapmak biraz güç ama siz biliyorsunuzdur hangi kategoriye düştüğünüzü.
Bir genç olarak bazen kendimde gördüğüm bir durum, hayatta ne yapmak istediğimi tam olarak bilmemem lâkin şunu biliyorum ki gittiğim her bir şehir, her bir bina, ve buralarda tanıştığım ve gördüğüm her bir insan, kendimi tanıma ve yeni bir şeyler keşfetme fırsatını doğurdu. Gerçekten potansiyelinizi ve neyi sevip neyi sevmediğinizi hayatınızın erken döneminde fark etmekten güzel ne olabilir? O yüzden iyi ki gittiğim yerlere gitmiş, o yerleri görmüşüm diyorum.
Eviniz olsun, arabanız olsun, çocuklarınız olsun yaş ilerledikçe daha yerleşik veya düzenli bir hayata adım atıyor insan, veyahut sorumluluklar artıyor. Dolayısıyla ne kadar erkenden seyahate başlarsanız o kadar uzun, o kadar sık ve o kadar az sorumlulukla doyasıya, özgürlüğünüzün keyfini çıkararak seyahat edersiniz.
İstanbul gibi bir şehir, otobüste nerede oturduğunuzdan tutun, çantanızı tutuşunuz, giydiğiniz kıyafet, yaptığınız göz teması, metro kapısının tam olarak nerede duracağını veya satıcıların koyduğu pazarlık payını bilmeye kadar insana ister istemez gözü açık olmayı öğretiyor. Fakat dünya İstanbul’dan ibaret değil, ve seyahat kadar gözü açık olmayı öğreten bir başka eylem şahsen düşünemiyorum. Gözü açıklıktan kastım gidin kurnazlık yapın değil, ama insan farklı ortamlarda kendisini nasıl taşıması gerektiğini bilmeli ki kandırılıp dolandırılmayasın, herkes siz değil.
Seyahat ettiğiniz yerler artık sizin bir parçanız olacak, biri size Dinamo Moskova’nın maçına gittim diye anlatırken, bu arada ben Moskova’ya gittim şunları yaptım, bunları tattım diye anlatasınız gelecek, karşınızdakinin ilgisini o kadar çekecek ki oraya kendi de gitmek isteyecek, sonuçta anlat anlat nereye kadar değil mi? Anlattığınız kişi sizden ilham alacak. Siz de anlatmaya devam edeceksiniz ve oluşmuş önyargıları kıracaksınız, bir fahri elçi gibi.
Türkler hoşgörüsü yüksek bir millet olarak görülüyor, neden dersiniz? Tabii ki farklı kültürlerin bir mozaiği olduğumuzdan. Seyahat ettiğinizde de farklı kültürlerle karşılaşacak, farklı bakış açıları kazanacaksınız, dünyanın sizin ve sizin fikirleriniz etrafında dönmediğini daha net göreceksiniz.

Korkuyu yenmenin en iyi yolu korkuyla yüzleşmek, uçak korkunuzdan kurtulun. İlk binen siz değilsiniz, son binen de siz olmayacaksınız.
Başta sorumluluklarınız artmadan seyahat edin dedim, ama aslında seyahat başlı başına bir sorumluluk, her şey size bağlı. Turla gitseniz bile, ne götürüp getireceğinizi siz belirleyeceksiniz. Uçak biletiniz, konaklamanız, ulaşımınız, pasaportunuz ve paranızı gitmeden ayarlamanız sizin sorumluluğunuzda (tabii bir muameleci tutmazsanız); bu sorumlulukla gelen kendi ayakları üstünde durmayı öğrenme ise bambaşka bir deneyim, tıpkı hayatı kısa bir derste öğrenmek gibi. Bu çabanın ödülü ise paha biçilemez.
Paranızı ayarlamayı dedik. Yeterli miktarda para almamak kadar kötü bir şey olamaz. Olur olmadık şeylere harcamazsanız, nereye harcayacağınızı şöyle bir düşünürseniz, ileride de para mevzularında başınız ağrımaz.

İnsanlar yaptıklarından çok yapmadıkları şeylerden pişmanlık duyarmış, bu sözün haklılık payı vardır pek çoğumuz için. Seyahat de onlardan birisi. Keşfedecek, gezilip görülecek o kadar çok yer var ki, niye erteleyesiniz, niye sonraya bırakasınız? Sonraya bıraktığınız her bir gün daha genç değilsiniz. Gençkenki enerji, gençkenki maceraperestlik kalacak mı? Çalışmak için yaşamayın, yaşamak için çalışın. Yılların alınterine değsin.

Bu yazıyı şimdi kimler okudu bilmiyorum ama içimden gelen bir ses hayatta her şeyin en güzeline lâyık olduğunuzu söylüyor. Hepimizin seyahat hakkı ve özgürlüğü var. Kimse hayatının son demlerini beklememeli, seyahat etme imkanınızın elinizden uçmasına meydan vermeyin. Genç olmayıp yine de bu yazıyı okuyanlar, siz de seyahat edin, çoğu zaman geç değildir.
Sigarayı bırakın ve artık olmayan sigara masrafınızla şu yıllardır planladığınız Rusya seyahatini bu yıl gerçekleştirin. Güzel sürprizler sizi bekliyor olacak, bizzat garantisini veriyorum. Sevgiyle ve iyilikle kalın!

1 yorum:

  1. Madem ki Sibirya'nın özelliği "moroz"dur, o halde oraya kışın gitmek gerekir diyecek kadar seyahat konusundaki fikirlerine birebir katılıyorum.. Bu vesileyle poruski sayfalarınız ve emeğinize saygı duyar sipasiibo balşoe ederim..

    YanıtlaSil